Перевод: с русского на турецкий

с турецкого на русский

işine bak!

  • 1 заниматься

    meşgul olmak,
    uğraşmak,
    ilgilenmek; okumak,
    öğrenmek,
    ders almak; ders vermek
    * * *
    I несов.; сов. - заня́ться I
    1) врз meşgul olmak; uğraşmak; yapmak; ilgilenmek

    занима́ться земледе́лием — tarım yapmak; tarımla uğraşmak

    занима́ться поли́тикой — siyaset yapmak; politikacılık yapmak; politika / siyaset ile uğraşmak

    занима́ться нау́чными иссле́дованиями — bilimsel araştırma(lar) yapmak

    он не́сколько лет занима́лся бо́ксом — birkaç yıl boksa çalıştı

    занима́ться спо́ртом — spor yapmak

    он стал занима́ться спо́ртом — spora başladı

    таки́ми дела́ми занима́ется мили́ция — bu gibi işlere polis karışır

    занима́ться тёмными дела́ми — karanlık işler çevirmek

    э́тим вопро́сом никто́ не занима́ется — bu soruna / sorunun üzerine eğilen yok

    ребёнком она́ могла́ занима́ться то́лько по вечера́м — çocuğuyla ancak akşamları ilgilenebiliyordu

    чем ты сейча́с занима́ешься? — şimdi neyle meşgulsün / uğraşıyorsun?; şimdi ne iş görüyorsun?

    что он, совсе́м ниче́м не занима́ется? — onun bir işi gücü yok mu?

    занима́йся свои́м де́лом! — sen işine bak!

    2) ( учиться) okumak; öğrenmek; ders almak ( брать уроки); dersle çalışmak ( готовить уроки)
    3) ( учить) ders vermek
    ••

    занима́ться с покупа́телем (о продавце)müşteriye bakmak

    II несов.; сов. - заня́ться II
    1) ( загораться) tutuşmak, ateş almak

    занима́ется у́тро — gün doğuyor

    Русско-турецкий словарь > заниматься

См. также в других словарях:

  • işine bak! — 1) görevini, işini sürdür anlamında kullanılan bir söz Otururuz, otururuz sen işine bak! M. Ş. Esendal 2) sen karışma anlamında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Allahın işine bak — bir işin, bir olayın beklenmedik, şaşılacak bir durum alması karşısında kullanılan bir söz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • — is. 1) Bir sonuç elde etmek, herhangi bir şey ortaya koymak için güç harcayarak yapılan etkinlik, çalışma İş bittikten sonra denize karşı sigara içilir. S. F. Abasıyanık 2) Bir değer yaratan emek 3) Birinden istenen hizmet veya birine verilen… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • Allah — is., öz., Ar. allah Tanrı Birleşik Sözler Allah aşkına Allah taksimi Allah vergisi Allah yapısı Allaha ısmarladık Allahualem Allahuteala …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • neci oluyor! — niçin karışıyor, ona ne? Sen neci oluyorsun, kendi işine bak! …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • parçalanmak — nsz 1) Parçalama işine konu olmak, parçalara ayrılmak, paralanmak Rayların üstüne düşüp parçalanacaksın dedi, hem bak, herkes bizimle eğleniyor. R. N. Güntekin 2) mec. Başkasını mutlu etmek için elden gelen her şeyi yapmak, didinmek Evine gittik… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tutulmak — nsz 1) Tutma işi yapılmak veya tutma işine konu olmak Bir yazıhane kiralanmış, aylıkla bir otomobil tutulmuştu. E. E. Talu 2) Ay ve güneş tutulma olayına uğramak 3) Ünlü olmak, meşhur olmak 4) Tutuk duruma gelmek 5) Bir organı işleyemez olmak… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»